En İyi Yaşam

30.07.2022 | Özge Soysal
gembaakademi.com

 

En İyi Yaşam

Başarı da başarısızlık da her zaman kişisel özelliklere, seçimlere, uygulamalara ve yaşamımızı değiştirme gücüne sahip kişisel enerjilere bağlıdır. En iyi yaşamımızı yaşamayı sağlayacak bu etkenler ya da enerjiler içimizdedir ve kendilerine ulaşmamızı, onları geliştirmemizi ve üretkenlik, verimlilik, farkındalık, anlayış, kendini tanıma, dürüstlük, sağlık, yaratıcılık, cesaret, iyimserlik, hoşnutluk ve arzulanan diğer sonuçları elde etme yolunda kullanmamızı beklemektedir.

Gustav Klimt – Ölüm ve Yaşam (1911)

Kendinizi etkili bir şekilde yönetmekte güçlük çekiyorsanız aşağıda saydığım dokuz enerjiyi geliştirmeniz ve kullanmanız şüphesiz ki hayatınıza olumlu katkıda bulunacaktır.

  1. Açıklık. Bir kere bir olay karşısında acı duymuşsak, kendimizi koruma güdüsüyle aynı acıyı içerebilecek durumlara karşı kendimizi kapatırız. Ancak bilinmeyene duyduğumuz korkuyla kendimizi kapattığımızda karşımıza çıkacak fırsatları da kapatmış oluruz. Oysa kendimizi gerçeğe kapatmak daha fazla acıya ve enerjimizin tükenmesine neden olur. Gerçeğe açık durmak ise özgürlük ve enerji getirir. Yaşama karşı açık olduğumuzda olasılıkları arttırmaya çalışır ve hiçbir şeye karşı çıkmayız. En iyi yaşamınızda meraklı ve yaratıcısınızdır, her yer de yeni yeni olanaklar görürsünüz. 
  2. Anı yaşamak. Bu enerji, en iyi yaşamımızı yaşamamız için gereken tüm özellikleri ve işlevleri harekete geçirir. Anı yaşadığınız zaman her şeyin birbirine bağlı olduğunu anlarsınız. İçinizdeki boşluk duygusu yok olur. Her şey önem kazanır. Çok iyi bir şekilde odaklanırsınız. Daha berrak ve verimli düşünürsünüz. Hareketlerimiz içten ve dürüsttür. Geçmişe ya da geleceğe ilişkin yararsız düşüncelerin ağırlığını üzerinizden atarsınız. Daha az kaygı duyar, daha az korkarsınız. Yaratıcılığınız sınır tanımaz hale gelir. 
  3. Berraklık. Hepimiz en azından ara sıra öfke, nefret, kıskançlık, güvensizlik, suçluluk, hırs ya da korkudan kaynaklanan diğer uyaranların etkisinde kalmış; bu etkiyle düşünmüş, duygulanmış ya da hareket etmişizdir. Birçok insan bunu çok sık yapar. Dünyaya gösterdikleri sağlıklı, dürüst insan görüntüsünü korumak ve gölge kişiliklerinin sağlıksız özeliklerini ve davranış enerjilerini bastırmak için çok çaba gösterirler. Ama örneğin nefret ve kıskançlık gibi gölge özelliklerinin iyi niyetlerine zarar vermesi ve enerjilerini tüketmesi karşısında bir şey yapmazlar. Düşüncede, duyguda ve davranışta berraklığı tercih ettiğiniz zaman gölge özelliklerinizi de bilmeyi; ancak dürüstlük ve açıklığın ışığını gölge özelliklerinizi ilişkilerinize ve mutluluğunuza zarar vermeyecekleri şekilde yönetmek için kullanmayı seçmiş olursunuz. Berraklığı seçtiğiniz zaman kim olduğunuzun her unsurunu hem kendinize hem de başkalarına açıklamak size kolay gelir. Açık yürekli, insanları gerçekten seven biri olursunuz. İnsanları birer tehdit unsuru olarak değil, iyi ve potansiyel sahibi varlıklar olarak görürsünüz. Başkalarıyla sağlıklı ve güçlü ilişkiler kurarsınız.
  4. Niyet. Her an için niyetlenme ya da boş verme arasında bir seçim yaparız. “Umarım”, “İsterim”, “İsterdim” gibi ifadelerle düşündüğümüzde ya da konuştuğumuzda kaderimizi rüzgarlara ya da başkalarının niyetlerine terk etmiş oluruz. Niyetlenme olarak ifade edeceğimiz aktif uygulama ise başarının en önemli belirleyici unsurudur. Elde etmek istediğimiz sonucu çok ayrıntılı bir şekilde dile getirmeyi, bir gerçek olarak sürekli gözümüzde canlandırmayı, karşılığında bir bedel ödemeyi teklif etmeyi, niyetimizi gerçekleştirmemize yardım edecek insanlardan oluşan bir grup kurmayı içeren niyetlenme; yaşamınızda istediğiniz sonuçları elde etmenize yardımcı olur.
  5. Kişisel sorumluluk. Kişisel sorumluluğun yerini genellikle başkalarını ya da dış etkenleri suçlama davranışı alır. Bu davranışlar gerçeğin korku nedeniyle yadsınmasıdır ve gerek insan gerekse iş ilişkilerini zehirler. Kişisel sorumluluk, “olana” sahip çıkmaktır. Her cephede “olana” sahip çıkmayı ve “Yaşamımda var olan tüm olumlu ve olumsuz unsurlardan ben sorumluyum” dediğinizde ortaya çıkan enerjiyi yaratmayı öğrendiğinizde insanların size, cesaretinize ve kişisel ilişkilerinize bakışında olağanüstü bir iyileşme olduğunu göreceksiniz. Hiçbir zaman başkalarını suçlamamış, sorumluluklarından hiçbir zaman kaçmamış birinin yakınında olmayı kim istemez? 
  6. Sezgi. Her birimize güçlü bir esin ve enerji kaynağı olan sezgi yeteneği verilmiştir. Ne var ki korku; sezgilerimize kulak tıkayarak derhal “gerçekler” ya da başka insanların görüşleriyle desteklenen “daha güvenli” bir yola sapmamıza neden olur. Bunu yaparken aktif sezginin yaşamdaki son derece önemli rolünü görmezden gelmiş oluruz. Sezginin beceriyle kullanılması ise yaşamınızın tüm alanlarında iyi kararlar vermenizi; belirsizliklere ve değişen koşullara uyum sağlamanızı, başkalarıyla empatik ve destekleyici etkileşimler içinde olmanızı sağlar. 
  7. Yaratıcılık. Eğer en iyi yaşamınızı yaşamak istiyorsanız yaratıcılığın ve gelişmenin yanında yer almalısınız. Yaratıcılığımızı kullanarak yaşamla uyumumuzu sürdürmeliyiz. Bu yaratıcılığı kullandığımız zaman çok enerjik olur; engeller yerine fırsatları görür; hem kendimiz hem de çevremizdeki herkes için daha iyi bir yaşam ve o yaşamı gerçekleştirmek için yollar görürüz. 
  8. Bağlantılı iletişim. İletişim konusunda ne kadar iyi olursanız ilişkileriniz ve yaşamınız o kadar iyi olur. Bağlantılı iletişim, yoğun ve güçlü bir enerjidir. Bağlantılı iletişim içinde anı yaşar, düşünceli ve dürüst davranırsınız. Açık ve özlü, son derece empatik, “olanla” uyum içindesinizdir. Çevrenizdeki herkes kişiliğinizdeki ve iletişimlerinizdeki dürüstlüğü hisseder; varlığınız başkalarına güç verir. Bağlantılı iletişim başkalarını destekleme, onlara ilham verme ve üretken, güçlendirici kişisel ilişkiler kurma becerinizi geliştirir. 
  9. Meditasyon. Her şeyin kolay olduğu, sonsuza dek mutlu yaşanılan peri masallarında olmadığımız aşikâr. Yaşamımızda dramlar olacaktır. Kaçınılmaz bir durum bu. Bunların bizi ele geçirmelerine izin vermektense meditasyon yapın. Zengin, fakir, genç yaşlı, büyük, küçük herkesin problemleri var. Yirmi dört saatimizin en az yarım saatini sadece kendimize ayırmak ve düzenli meditasyon yapmak bu gerçeği kabullenmemize yardımcı olacaktır.

Diğer enerjilerin büyük bir çoğunluğu bu dokuz enerjiden kaynaklanır. Örneğin sevgi; anı yaşadığımız, bilinçli ve farkında olduğumuz zaman gerçekleşir. Minnettarlık da anı yaşamanın bir sonucudur. Anı yaşarken ve yaşadıklarınızın bilincindeyken var oluşunuzdaki her unsuru minnettarlıkla karşılamamanız, bunları alçakgönüllülükle kabul etmemeniz söz konusu olamaz. Sağlığın her bir unsuru; beslenme, hareket, soluk alma, olumlu düşünme, iyileşme; anı yaşamaktan ve farkında olmaktan kaynaklanır.

Anı yaşayan insanların sürekli hızlı gıdayla, abur-cubur beslendiklerini ve televizyon seyretmeyi egzersiz yapmaya tercih ettiklerini göremezsiniz. Bağışlayıcılık anı yaşamanın; özür dilemek ise kişisel sorumluluğun sonucudur.

Bize zaten verilmiş bulunan bu güçlere erişerek ve onları kullanarak en iyi yaşamımızı yaşayabiliriz.