Yenilikçilik Kapasitenizi Arttırın

20.09.2022 | Özge Soysal
gembaakademi.com

 

Yenilikçilik Kapasitenizi Arttırın

Yenilikçilik kapasiteniz nasıl? Yeni fikirler üretebiliyor musunuz? Sorunlara yenilikçi çözüm yolları getirebiliyor musunuz? Gelenekselin, alışılmış olanın dışına çıkabiliyor musunuz?
Ufkunuzu genişletebiliyor musunuz? Yoksa kendinizi belli kalıpların içinde kısılmış hissediyor, bundan sıkıntı mı duyuyorsunuz? Belki de sorunlara nasıl çözüm bulacağınızı bilmiyorsunuz. Buradaki ikilem, sorun çözümünün mantıksal bir süreç olması ancak aynı zamanda sürecin en iyi şekilde işlemesinin, mantıktan ayrılmayı gerektirmesidir.

Yenilikçi düşünme kapasitemizi geliştirme çabası; bu düşünme biçiminin önündeki engellerin anlaşılmasını ve aşılmasını; yaratıcı fikirler üretmeye yönelik tekniklerin öğrenilmesini ve uygulanmasını kapsar.

Dört Büyük Engel

Yenilikçi düşünme becerisinin önünde duran dört büyük engel olduğunu düşünüyorum:

Varsayımlar. Varsayımlar, yenilikçi düşüncelerin önündeki en büyük engellerden olduğu halde genelde varsayımlarımızın farkında değilizdir. Karmaşık bir durumun içinde iken kendimizi evrenin merkezi olarak görme eğilimindeyizdir. Bu durum; süreçlerin nasıl işleyeceğine, hangi olayların hangi eylemleri tetikleyeceğine ve kimin hangi işleri yapacağına ilişkin varsayımlar üretmemize yol açar. Varsayımlar bizi daha iyi çözüm yollarını görmekten alıkoyar.

Güçlü yönlerimiz. Güçlü yönlerimiz yenilikçi düşünceler üretmemizi engeller çünkü bunlara bağımlı kalırız. Bugüne kadar güçlü yönlerimizi kullanarak elde ettiğimiz sonuçlardan ve alışık olduğumuz yöntemlerden farklı alternatifler düşünmeyi istemediğimiz zaman kendimizi ikinci sınıf çözümlere mahkum etmiş olabiliriz. Yeni güçlü yönler geliştirmenin maliyeti ve güçlüğü, bu ikinci sınıf çözümlere razı olmamızın gerekçesi olabilir.

Korkular. Korkular da yenilikçi düşünme becerimizi güçlü ve sinsi bir biçimde kısıtlar. Korkularımızı görmezden gelmemize olanak veren çözümlere yöneliriz. Eğer olanak varsa, korkularımızı tetikleyen bir çözüm seçeneğini hesaba bile katmayız. Korkularımızı tetikleyecek çözümlerin olasılığı; korkumuzun kendini pekiştirmesine ve bizi, o ürkütücü seçeneği reddetmemiz için pek çok geçerli neden olduğuna ikna etmesine yol açar. Oysa bu seçeneklerin hiçbirinin korkumuzla bir ilgisi yoktur. Bir kez farkına varıldıktan sonra aşılması en kolay engel genellikle budur. Eğer korkuyor olmasaydınız neler yapardınız, bunu genellikle bilirsiniz. Korkudan kurtulduğunuzda farklı çözümleri değerlendirebilir ve mantıklı bir karara varabilirsiniz.

Alışkanlıklar. Bunların tanınması ve üstesinden gelinmesi zordur. Bir ortamda yeni olanlar orada yerleşik ve yenilikçiliği engelleyen alışkanlıkları hemen görebilseler bile bunları sorgulayacak güçten ve yetkiden yoksun olabilirler. Alışkanlıklar genelde, yol açtıkları savunma mekanizmaları ile fark edilirler. Eğer bir sürecin yürürlükte olmasının nedeni her zaman kullanılagelmiş olması ise bu bir alışkanlık demektir. Alışkanlığın farkına varılması ve sorgulanması, sağlıklı bir davranıştır.

 

Üç Yaratıcı Seçenek

Bu engelleri bir parça yumuşattıktan sonra yenilikçi seçenekler belirlemeye ve yaratıcı çözümler üretmeye odaklanabilirsiniz.

  • Perspektiflerin değiştirilmesi, bir soruna farklı bir bakış açısından yaklaşılmasını içerir.

Yenilikçi düşünme becerimizi sınırlayan engellerimiz, benimseyebileceğimiz en üretken yeni perspektiflere ilişkin ipuçları için zengin bir kaynak olabilir. O alışkanlığınızdan vazgeçseydiniz ya da o varsayımınızı tersine çevirseydiniz ne olurdu?

  • Bir diğer olasılık da tembelliktir.

Peter Drucker bize, hiçbir şey yapmamanın da bir seçenek olduğunu her zaman için hesaba katmamızı hatırlatır.
Evet, “eyleme geçmek” popüler bir yaklaşımdır ama eylemsizliğin gerekli olduğu zamanlarda vardır. Örneğin; ben öyle yatırım teklifleri gördüm ki büyük zahmetler ve karmaşık işlemler gerektirdiği gibi içerdikleri riskler, getireceği kazançtan daha yüksekti. Tembellik, yalnızca hiçbir şey yapmamak değildir. Tembelliğin en gelişmiş biçimi, verimliliktir. Bu açıdan bakarak süreçlerinizdeki tüm aşamaların gerçekten gerekli olup olmadıklarını inceleyin. Aşamalardan bazıları hiçbir değer üretmiyor mu? Daha iyi bir yol olabilir mi?

  • Kaos her zaman sorunun kaynağı değildir; çözümü de doğurabilir.

Sorun tam ve ayrıntılı olarak tanımlanmadığı zaman daha radikal bir yöntem gerekli olur.
Ne yaparsak yapalım, rutinden kaçınalım; kaosu hayatımıza davet edip, onu kullanmanın yollarını öğrenelim.
Yenilikçilik ( inovasyon), girişimcilik aslında biraz da kendini bile bile bir kaosun içine atmak değil midir zaten… Ancak, evren kaos olmadan var olamaz. Belirsizlik ve ikilem ortadan kalkarsa ilerleme de olmaz.

Kaos Teorisine de baktığımızda, evrendeki düzensizliğin bile aslında bir düzeni olduğunu anlarız, tüm karmaşa ve kaos en temeldeki küçük olaylardan ve olayların oluş sırasından meydana gelmiştir, yani karmaşadan oluşan düzen içinden çıkılmaz değildir.

 

Kaosun inovasyon (sürekli yenilikçilik) ve farkındalıktaki rolünü, Üsküdar Üniversitesi Nöropazarlama Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sinan CANAN şöyle açıklıyor;

“ Öngörülemezlik, belirsizlik ve kaos halleri, aslında zihinsel potansiyelimizi en üst düzeyde tetikleyen koşulları da içerir. Elbette bunun için, öngörülemez ve karmaşık durumların unuttuğumuz tabiatını tekrar hatırlamak ve ‘kontrollü kaos’ diyebileceğimiz süreçlerle gerek kişisel gerekse kurumsal hayatımıza dereceli olarak dahil edebilmemiz çok önemli. Zihnimiz öngöremediği kaotik durumlarla karşılaştığında, eğer hazırlıklı ise, daha önce hiç fark etmediğimiz nice çözüm yollarını ve yenilikleri rahatlıkla keşfedebilir hale gelir. Zira aslında insanoğlu tam da bunun için tasarlanmış bir garip varlık olarak görünüyor. “

Şirket hedeflerinizin gerçekleşmesine yardımcı olması için yaratıcılığı ve yenilikçiliği seferber etmeli, bunun için de her ikisinin önündeki engelleri kaldırmak için gerekli çabayı göstermelisiniz. Çünkü ticaretin sadece iki basit işlevi vardır. Pazarlama ve yenilik.

 

“Her an değiştirmeliyiz. Yenilenmeli, gençleştirmeliyiz kendimizi; yoksa katılaşırız.” Goethe