Zihin Haritalama

1.11.2018 | Özge Soysal
gembaakademi.com

 

Zihin Haritalama beynin -not üretme, öğrenme, anlamında- daha etkin ve efektif kullanılmasını sağlayan bir yöntemdir.

Dünyadaki hemen hemen tüm meslek gruplarındaki ve okullardaki insanların çok büyük bir kısmı, düşüncelerini yaratıcı ve yenilikçi bir şekilde düzenlemeleri veya not almaları / üretmeleri gerektiğinde bunu doğrusal ve sıralı bir şekilde yapmaktadır.

Şöyle ki;

  • Cümle ya da anlatım biçiminde aktarılacak konu, rapor şeklindedir.
  • Fikirler akla geldiği gibi listelenmiştir.
  • Numaralandırma ya da alfabetik olarak temel ve alt kategorilerin yer aldığı bir hiyerarşik dizilimle ile yazılır.

Kullanılan notlar çoğunlukla doğrusaldır. Genellikle düz çizgiler halindedir, semboller; kelimeler, harfler ve sayılardan oluşur. Analiz vardır ancak niteliği, içeriği vurgulamaktan çok doğrusal yapıya vurgu yapar.

Yani renk, görsellik, boyut, imgeleme, bütünlük, ilişki gibi öğelerden yoksundur.

Beyin bu klasik (doğrusal) tarzdan bir süre sonra sıkılır, konsantrasyonu bozulur, dikkat etmez, ilgisini kaybeder. Notlar hep standart olduğu için beynin çağrışımlar yapması zayıflar.

Sonuçta klasik not alma sistemleri,  potansiyelimizin az bir parçasıyla yetinmemiz demektir ve beynimizi bazen uyku haline bile sokabilir.

Aslında beyin sürekli bu tarz standart not üretme sistemini kullanarak yaratıcılığını ve hafızasını etkisiz hale getirir.

Araştırmacı yazar Patrick Matinelli, “Zihin haritalama bireylerin ve kurumların öğrenmelerini, verimliliklerini arttıran, yaratıcı ve etkili bir tekniktir. Fikirleri ve içgörüleri kağıt üzerinde yakalamaya yarayan, devrimsel bir sistemdir.” demiştir.

Sıralı ve doğrusal düşünme durumunu bırakıp çok boyutlu düşünmeye yarayan Zihin Haritalama sistemi, sadece bir problemi bulmak ya da yaratıcı olmak için değil, zihninizi boşaltmak, daha net & berrak düşünebilmek ve bütünü görebilmek için de kullanılır. Zihin Haritalama beyin fırtınası aracılığıyla, zihinsel enerjimizi açığa çıkaracaktır. Ve bizi şemaların, resimlerin ve renklerin dünyasına sokarak daha zevkli bir öğrenme sağlayacaktır.

Peki, Zihin Haritalama yeni bir yöntem midir? Kesinlikle hayır..

Herhangi bir olayın gelişim ve değişimini gösteren grafiklerin ( Diyagram ) bilgiyi dallara ayırarak ve dairesel hareketler kullanarak haritalandırması yüzyıllar öncesine, Romalılara dayanıyor.

Daha sonraki dönemlerde Leonardo Da Vinci gibi sanatçılar, düşünürler, mühendisler bilimlerinde haritalandırma yoluna gitmişlerdir. Ve 1960’lı yıllarda Tony Buzan tarafından günümüzdeki anlamıyla zihin haritası terimi ortaya konulmuştur.

Buradaki temel sorun aslında zihnimizi ve düşünme becerilerimizi kullanış şeklimizdir.

  • Hafızamızı hızla, o an çağırmamızın yolları nelerdir?
  • Bütün bir şekilde bilgileri akılda tutmanın yolları nelerdir?
  • Yeni fikirler üretmemizi sağlayan düşünme şeklinin en iyi yolları nelerdir?
  • Genel olarak düşünmenin en iyi yolları nelerdir?
  • Yeni düşünme tekniklerinin veya temel bir düşünme tekniğinin geliştirilmesi mümkün müdür?
  • Daha hızlı ve etkili okumanın yolları nelerdir?

Bu gibi sorunları aydınlatmak niyetinde olan bazı bilim insanları; psikoloji, nöro-dilbilim, beyin nöro-fizyolojisi, bilgi kuramı, hafıza ve hafızayı güçlendirme yöntemleri, algı, yaratıcı düşünme ve semantik (dili, sözcükleri anlam yönünden karşılaştırmalı olarak ve bu anlamların zaman içindeki değişim ve gelişimlerini göz önünde tutarak inceleyen bilim dalı.) alanlarında yürüttükleri çalışmaların sonucunda;

İnsan beyninin fiziksel derinliğinin ve anlayış, kavrayış, algılama yetisinin uyum içerisinde çalışması sağlanabildiği takdirde, bütün ve verimli çalıştığı sonucuna varmışlardır.

İnsan beyninde 1 trilyon beyin hücresi yani nöron olduğu tahmin edilmektedir. Bu hücrelerden 100 milyar kadarı düşünme işlevini yerine getirmektedir.

Beyin hücrelerini,- tek bir beden ve başında çok sayıda işleyen, hareketli uzantıya sahip- ahtapotlara benzetebiliriz.

Zihnimizde özellikle yaratıcı bir düşünceyi, bir fikri açığa çıkarmak için; onu şematik yollarla, çizerek, kategorize ederek, renklendirerek, ilgili dallara ayırarak, rollere büründürerek, yani haritalandırarak daha aydınlık ve işler hale getirebiliriz.

Zira hepimiz biliriz ki beynimiz desen ve bütünü arama eğilimindedir.

Örneğin, bir yerde ardışık olan rakamları okurken ( 1,2,3…  ) onu tamamlama dürtüsü veya birisi size tam da çok tuhaf bir hikaye anlatmaya niyetliyken “ Affedersin, aslında bu bir sırdı, şimdi hatırladım,”  dediğinde zihnimiz bu hikayenin tamamlanması için adeta çığlık atar.

Bu tamamlama eğilimine Almanca bir terim olan gestalt ( bütünlük ) adı verilmiştir. Bu parça bütün ilişkisini ortaya atan bir yaklaşımdır.

Düzen içindeki parçaların bir bütün olarak algılanması esasına dayanır.

Ve bu eğilim de Zihin Haritası ile tatmin ediliyor.

Hafızayı güçlendiren ve çağrışımlar yaratan kelimeler, resimler, hiyerarşi ve aralarında herhangi yönden benzerlik ya da ilgi bulunan her şeyi içeren Zihin Haritası Nedir?

Zihin Haritası;

  • Özellikle hafıza, öğrenme, yetenek, yaratıcılık ve her türlü beyin fonksiyonuna elverişli görsel, grafik bir bütüncül düşünme aracıdır.

“Beynin İsviçre çakısı’ benzetmesi bile yapılabilir.”

  • Beynin işlek çalışmasını sağlayan pratik yol göstericisi, anlam yükleyicisidir.
  • Beynin düşündüğü ve fikir ürettiği sürecin grafik gösterimidir.

Zihin Haritası, beynin düşündüğü ve fikir ürettiği bir sürece benzer ve onu tekrar eder, beynin doğal işlevlerini arttırarak daha güçlü kılar.

Zihin Haritası, bize ilgilendiğimiz konuyu kapsamlı bir hale getiren, adeta sonu olmayan bir şema sunar.

*Zihin Haritası oluşturmak için beynimizin tamamının çalışması ve aynı yönde etkileşmesi şeklinde (sinerjetik) bir düşünme gerekmektedir.

Şöyle ki;

Beynimiz sağ lobu ve sol lobu belli alanlara hakimdir.

Sağ yarım küre, yaratıcı enerjinin & duyguların temeli olup, hislerimiz, hayal gücümüz, ilhamlarımız, düş kurmamız, nesneleri bir bütün olarak algılamamız (gestalt), renk ve boyut gibi zihinsel alanlarda baskınken,

Sol yarım küre, sayılar, sözcükler, mantık, analiz, nesnelerin detayı, doğrusallık ve sıralama gibi zihinsel becerilerde etkindir.

Ancak kendimize bu şekilde bir nitelendirme yaparak, yeni stratejiler üretme becerilerimizi sınırlamış oluruz. Çünkü beynimizin her bir lobu temelde tüm alanlarda yetkin olabilir.

“Zihinsel beceriler korteksin geneline dağılmış durumdadır.” ( Bkz. Nobel Ödülü alan Prof. Roger Sperry araştırması sonuçları )

Beynimiz bilgisayar gibi sıralı ve doğrusal bir biçimde düşünmez.

Bilakis beynimizin düşünme süreci çok yönlü, bir merkezden etrafa yayılan veya merkeze bağlanan çağrışımsal düşünme şeklindedir. (bkz. yayılan düşünme) Yani beynimize giren her bir bilgi parçasının onlarca, yüzlerce, binlerce ve milyonlarca kıvrıma yayıldığı söylenebilir.

Her kıvrım bir çağrışımı her çağrışımda kendi –sonu olmayan- bağlantısını ifade eder.

Kullandığımız bu çağrışımlar, hafızamız, ilk bilgi bankamız veya kütüphanemiz olarak düşünülebilir.

Bir Zihin Haritası oluştururken, temeldeki düşüncenin çağrıştırdığı diğer düşünceler yeni yeni dallar oluşturur ki beynimizde aynı şekilde çalışır.

Yanı sıra, Zihin Haritası’ ndaki bütün düşünceler birbiriyle ilişkili olduğu için beynin anlama ve imgeleme yetisi gelişir.

Zihin Haritası oluşturulurken,

  • Hangi konu hedeflendiyse, bu merkeze çizilen bir resim ile belirtilir. Örneğin takım çalışmasının geliştirilmesi üzerine bir haritalama düşünüyorsanız, takım çalışması yazısını ve / veya takım çalışmasını anımsatan bir resim haritanın merkezine konulur.
  • Merkezdeki resimden etrafa dallar yayılır. Öncelikle ana temalar dallandırılır, alt konular da bu dallardan yayılır.
  • Her bir dalda, anahtar bir kelime ya da resim kullanılır.

Zihin Haritasını yaparken yaratıcılığımızı kullanarak, onu renklerle, resimlerle zenginleştirebilir, hatta üç boyutlu bir hale getirebiliriz. Alt dalları simgelerle gösterebilir, onu kendimize ait özgün bir hale getirmek için her türlü şifrelemeyi kullanabiliriz. Unutmayalım ki Zihin Haritamızı görsel olarak zenginleştirdiğimizde, daha etkin olur. Çünkü beynimiz renklere ve resimlere daha iyi tepki verir.

Aşağıda “yaşam dengesi” konulu bir Zihin Haritası örneği var.

 

Bu gibi haritalar daha pek çok konu ve fikir için, çeşitli programlar, yazılımlar kullanılarak ya da el yordamıyla çizilerek oluşturabilir.

Açıkçası, zihin haritamızı oluştururken ne kadar kreatif olursak, ondan aldığımız verim de o kadar artacaktır.

Zihin Haritalama zihinsel özgürlüğümüzü arttırmayı amaçlamaktadır. Burada düzeni değişmezlikle, özgürlüğü kargaşa ile karıştırmamamız gerekir.

Zihin Haritası yaparken

  • Vurgulamak
  • Çağrışım
  • Açıklık

gibi kavramlara dikkat etmek gerekir.

Belirsizlik, algıyı perdeler. Zihin Haritasını açık ve anlaşılır yaparak çağrışımı ve hatırlama yeteneğimizi kuvvetlendirebiliriz.

Kullanılan dallar içinde ve arasındaki bağlantılar yapmak için ok işaretleri kullanmak, renkler, şifreler bilgiyi çağırır.

Resim ( Merkezde bir resim kullanmak ilgi çekicidir, hafızayı güçlendirme açısından oldukça etkili olabilir. ), renk, kelime ve onlara katacağımız derinlik ve hareket, yazı, çizgi ve resimlerin boyutlarında çeşitlilik yapmak, düzenli ve uygun aralıklar kullanarak vurgulamak gibi teknik ve kurallardan faydalanabiliriz.

Tabii bu arada teknolojinin gelişmesi ile zihin haritası yazılımı da gelişti; eğitimde iş dünyasında ve kişisel kullanımda yaygınlaşmaya başladı.

Çünkü bu yazılım insanların planlama yapabilmelerine, düzenli çalışabilmelerine ve yaratıcı düşünmelerine katkıda bulundu.

“Zihin Haritalama yazılımı, fikirleri ve verileri birleştirmenize ve sentezlemenize, en sonunda da yeni bilgi üretmenize yardımcı olacak dijital ‘boş bir levha’ olarak kullanılabilir.” Bill Gates.