Üretim Sektörünü Kıskanıyorum
09.12.2021 | Prof. Dr. Aysun Yılmazlar
gembaakademi.com
Üretim Sektörünü Kıskanıyorum
Üretim sektörü kurumları özellikle 2. Dünya Savaşı sonrası kurguladıkları kalite yönetim sistemleri ve yalın üretim anlayışları ile israf savaşçıları yetiştirerek ve israfların üstesinden gelerek günümüze kadar geldiler. Amaçları ise israflardan arınmış bir ürün üretmek ve memnuniyet sağlayan satışlar yapmak oldu.
İsrafları tekrar hatırlatmak isterim. Her yazıda bu israflara ısrarla değiniyorum. Çünkü sadece işimizde değil hayatımızda da var olan bu israflardan arınmak için ilk önce bu israfların neler olduğunu bilmek lazımdır: Gereksiz iş ve işlemler, zaman kaybı, gereksiz hareketler ve taşımalar, hatalar, gereksiz stoklar, etkisiz iletişim, kullanılmayan insan yetenekleri.
Önce bunları bilmek ve sonra görmek ve sonra da değersiz olan bu israfları ayıklamak için metodolojiyi bilmek gerekiyor. Üretim sektörü bunu pekala başarmış hem de her seviyedeki çalışanıyla.
Bunu geçen hafta yaşadığım iki tezat anımla ifade etmek ve açıklamak isterim:
Üretim sektöründe hala çalışmakta olan ortaokul mezunu bir mavi yakalıyla bir vesile ile tanıştım. Tanıştıktan sonra tabi benden gelen ilk soru: Fabrikanızda yalın üretim yapıyor musunuz ? diye sordum: Aldığım cevap: Tabii hatta şimdi VSM yapıyoruz , demez mi? Tabii sohbet koyulaştı da koyulaştı. Bu arada VSM’nin ne demek olduğunu açıklayayım: Value Stream Measurment, yani Türkçesi Değer Akış Haritasını ifade eden İngilizce kelimelerin baş harfleridir VSM. Bu, yapılan işin haritasını çıkararak israfların bulunması sağlanır ve sonra yalın metodolojilerle çözümlenmeye gidilir.
Aynı gün öğleden sonra hastanemde çok değerli hekim arkadaşıma işlerimizdeki bu israfları yapmamamız gerektiğini açıklamaya ve anlatmaya çalışırken gösterdiği direnç beni son derece üzerken içimde üretim sektörüne karşı kıskançlık duygularım kabardı.
Ve üzüldüm, kişinin, ailenin ve devletin büyük yatırımlarla gelinen hekimlik konumunda yapılan işlerdeki israfları ortadan kaldırma işi neden büyük tepki alınır, reddedilir, önemsenmez diye hayıflandım. Hatta dahası üretim sektöründeki kurumlar tüm çalışanlarına kalite ve yalın konusunda eğitim veren danışma firmalarında eğitim aldırıyor.
Sağlıkta bu konuda ne yapılıyor ? Üstelik bizim ürünümüz şifa bulan hasta iken ve bu kadar önemli iken, yani insan hayatı söz konusu iken….. El el üstüne koymuş oturuyoruz. Hiçbir kımıldama yok bu konuda.
Biz bu kafada gidersek hasta ve yakınlarının memnuniyeti giderek daha da düşer, hastanelerin giderleri daha da artar, sağlık ekonomimiz risk batağına daha da batar.
Sonuç: Olanlar döner gelir yine bizlere yani hekimlere ve tüm sağlıkçılara olur. İnsan hayatı, üretim sektöründe üretilenden değersiz mi? Neden sağlıkta kalite ön planda değil? Neden eğitim programlarında kalite ve yalın yok? YÖK ve Sağlık Bakanlığı’na düşen çok işler var.
Sağlıkta yalın düşünceyi benimsemekte geç kaldıkça sağlıkta güzellikleri kaçırırız, günümüzün sağlık hizmeti sorunları daha da hazin boyutlara gelebilir, benden söylemesi.