Bırakın Işığınız Parlasın

29.04.2019 | Özge Soysal
gembaakademi.com

 

Şu son aylarda güneşli günlerin sayısı oldukça az gibi sanki. Tabii en büyük etken ekonomik ortamın neden olduğu huzursuzluk ve belirsizlik oldu.

Kötü bir düş gibi değil mi? Ekonomik kriz, kargaşa içindeki küresel pazarlar, hükümetlerin kurtarma planları… Siz de ekonomik durumunuzun giderek bozulduğunu görüyor ve doğal olarak stres yaşıyorsunuz. Etrafımızda duyuyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz, dinliyoruz bazen hissediyoruz; sevdikleri insanların ölümünü yaşayan, işlerini kaybeden, bir daha kolay kolay düzeltilmeyecek maddi zararlara uğrayan, uzun zamandır süren ilişkisine son vermek zorunda kalan, eşinden boşanan, hastalanan…

Ancak hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. Tüm acılar ve sıkıntılar bir gün gelir geçer. Yaşadığımız andan zevk almanın yolunu bulmak ve buna inanmak zorundayız. Odaklanacağınız tek şey, sabah uyandığınızda sizi heyecanlandıran kişi olmak. Her seçim sizin, kararlarınız yanlışsa kimin umrunda!

Bu zor günler tarihimizin karanlık dönemi olarak görülebilir. Hepimiz insanız ve işte böyle bazen büyük boyutlu bir değişime tanık oluyoruz. Karanlık günlerde aynı zamanda enerjimiz azalır, ruhsal ve bedensel çökkünlük kapıyı çalar ve bağışıklık sistemimiz düşer daha kolay hastalanırız, kötümser tavırlar içinde oluruz.

Oysa karanlık günlerimizi tersine çevirmek yine bizim elimizde bu sefer size bunun için bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum. İçinizdeki atalet duygusu belki bunları yapmanızı engelleyecek ancak eğer kendinizi seviyorsanız, ailenizi ve size değer verip sevenleri seviyorsanız bunların en azından bir kısmını uygulayın derim;

  • Öncelikle içinize dönün. Kimsenin sizi rahatsız etmesine izin vermeden kendi kendinizle baş başa kalın, güzel bir kitap okuyun, dik oturabileceğiniz rahat bir sandalye bulun ve 10 ila 15 dakika arasında bir süre için yalnızca soluk alıp verin, her sabah el yazınızla bir kağıda rastgele düşüncelerinizi çiziktirin, uzun yürüyüşler yapın, durumun gerektirdiği gibi gülmekten ve ağlamaktan çekinmeyin hatta bunlar için zaman ayırın; meditasyon yapmak, dua emek, günlük tutmak ya da sizi manevi yolculuğa çıkaran eylem her ne ise onun için zaman harcayın.
  • Bir parça dış dünyaya odaklanarak denge kurun. Yakın arkadaşlarınızla bağınızı koparmayın, havanın iyi ya da kötü olmasına aldırmadan dışarıda fazladan zaman geçirin, güvendiğiniz kişilerden yardım istemekten sakın çekinmeyin, uzun süredir görüşmediğiniz eski bir arkadaşınızla buluşun, konuşmak yerine birini dinlemeye zaman ayırın ve sadece dinleyin; görüşlerine saygı duyduğunuz biriyle görüşün; yaşamınızda bugün karşı karşıya olduğunuz engellere ve sorunlara değil, baştan beri yaşadıklarınıza odaklanın. Şunu da hiç unutmayın: Kaygılarımız geleceği düşünmekten değil aslında, geleceği kontrol edebilme arzumuzdan kaynaklanıyor.
  • Bedeninize yeniden ilgi gösterin. Her gün en az yarım saati bir egzersiz yaparak değerlendirin. Yürüyün, bisiklete binin, yoga, gerinme hareketleri yapın, koşun ya da iyisi mi becerebiliyorsanız mutlaka dans edin.* Düzenli olarak besleyici gıdalar alın, geceleri iyi uyumak için ne gerekiyorsa yapın; haftada bir kez kalbinizi ve akciğerlerinizi iyice çalıştıracak uzun bir egzersiz yapın; her gün bol bol su için.
  • Sade ve kolay ulaşılabilecek hazlardan olabildiğince yararlanın. Her sabah güzel bir bardak çay ya da sevdiğiniz sıcak bir içecekle sakin birkaç dakika geçirmenin keyfine varın. Karanlığı kovmak için bir mum yakın, gözünüzü alan parlak ışıkları azaltın, güneşin doğuşunu ve batışını izleyin, bir ateşin yanında oturun, uzun süredir fırsat bulup da dinleyemediğiniz en sevdiğiniz müziği dinleyin, kuşları izleyin, cıvıltılarını dinleyin, sevdiğiniz biriyle birlikte mutfağa girin ve sıfırdan basit bir yemek hazırlayın, yapmaktan keyif aldığınız ama uzun bir süredir zaman bulup da yapmadığınız bir şey yapın, kara yoluyla geziye çıkın.
  • Sürekli kötü haber dinlemekten kaçının. Gazeteye şöyle bir göz gezdirin ve yalnızca iyi haberlerin ayrıntılarını okuyun, televizyondaki gereksiz programları kapatın, kötümser ve mız mız insanlarla birlikte olmaktan vazgeçin, ortalıkta dolaşıp olumsuz söylenti taşıyanlara kulak asmayın, iyi haber veren kaynakları araştırın. ( www.goodnewsnetwork.org gibi )
  • Ölümüne profesyonel olmaktan kaçının. Siz işinizden oluşmuyorsunuz. Tabii ki yapılması gereken işe odaklanın, örneğin müşterilere iyi hizmet sunmaktan vazgeçmeyin ama kontrolünüz dışında kalan tüm konular için endişe duymaktan vazgeçin. İşler bir parça sakinleştiğinde daha fazla eğlenmek için izin alın, aşırı tüketim alışkanlığının neden olduğu baskıyı azaltmak için gereksinimlerle istekleri birbirinden ayırmayı öğrenin.
  • Cesur bir özveriyle başkalarına yardımcı olun. Başkalarının üzerindeki yükü azaltmak için evde ve işyerinde dağınıklığınızı kendiniz toplayın, etrafınızı temiz bırakın. Ruhunuza dokunan bir dava için gönüllü çalışmalar yaparak “elinizi taşın altına sokun.” Sıkışık trafikte siz biraz rahatladığınızda bırakın başka sürücüler sizin şeridinize girsinler. Zor durumda olan birinin başını koyması için ona omzunuzu uzatın.

Karanlık her zaman için biz içinden geçerken dünyanın daraldığı bir koridora benzer. Çok sevdiğim aklıselim birinin bir zamanlar bana dediği gibi “Bir kapı kapandığında başka bir kapı ya da pencere önünde sonunda açılacaktır ama koridorlar her zaman zor yerlerdir.”
Koridorun sonundaki ışığı görün ve başkalarına da gösterin.