Dijitalleşme ve çeviklik kavramının son yıllarda oldukça popüler olduğu bir gerçek! Peki bu ikisi birleşince ortaya ne çıkıyor dersiniz? Ve neden buna ihtiyacımız var?

Dijitalleşme kaçınılmaz olarak her kurumun, her sektörün iş yapış şeklini etkileyen bir unsur… Bunun dışında kalamıyoruz. Dışında kalamıyorsak bunu hayata geçirmemiz ve iyi yapmamız lazım öyle değil mi?

Çeviklik ise, hızlı ve esnek olmayı gerektiriyor. Yani hem çok hızla hareket etmemiz lazım hem de yön değiştirebilmemiz lazım. İşte bu dijital çeviklik tanımının da altında yatan 3 tane temel bileşen var:

  • Hiper Farkındalık
  • Veriye Dayalı Karar Verme
  • Hızlı İcra

Hiper Farkındalık

Kurumun etrafında, bizim kendi etrafımızda, içinde bulunduğumuz sistemin etrafında ve sistemin bütününde olup biten her şeyden neredeyse haberdar olma anlamına geliyor bu…! Ve o anda hatta olmadan önce bunu kestirebilme anlamına geliyor.

Peki bunu sağlayacak imkanlar var mı? İşte dijitalleşme bize bu imkânı sağlıyor.

Olup biten her şeyi anında görebiliyoruz. Tabii unutmayalım ki; içeride bizde olup biteni de herkes anında görebiliyor. Çok açığız!

Veriye Dayalı Karar Verme

Bunu yapmanın biraz karmaşık olduğunu belirtebilirim. Tabii ki veriye dayalı karar verilir ancak unutmamak gerekir ki; veri diye tarif ettiğimiz şey aslında geçmişe dair bir unsur.

Geçmişe bakıp geleceği kestirmeye gayret ediyoruz ki bu çok kolay bir şey değil! Ve burada eğer lineer bir ilişki tuzağına düşersek o zaman ancak herkesle aynı hesabı yapabiliriz. Yani kendimizi farklılaştıramayız. Onun için orada özellikle o verilerin içindeki gürültü diye tarif edebileceğimiz bu verilerin oluşumunu etkileyen dış faktörler neler? (bknz. Hızlı ve Yavaş Düşün / Daniel Kahneman) ayrıca bu “gürültü” ile ilgili de pek çok makale bulabilirsiniz. Ya da biz benzer veri setleri gördüğümüzde aklımıza belki benzetmeler yapmak geliyor. O benzetmeleri etkileyen unsurlar neler? Bunları düşündüğümüzde o verilerin bizi yanlış yere ya da başkalarının da gittiği yöne götürmenin dışında farklılık yaratabilecek bir yere götürmesini sağlamak durumundayız. İşte ancak o zaman sahiden dijital çevik olabiliriz

Hızlı İcra

Bu çok önemli çünkü; artık her şeyin farkına vardık. Sonrasında hesap da yaptık. Veriye dayalı “gürültüden uzak” karar da verdik. E nihayet hareket etmemiz lazım! Aslında şöyle de bir durum var:

Burada bir lineer hattan değil de bir döngüden bahsetmek gerekiyor.

Hareket bizim sürekli olarak yeniden öğrenmemizi, farkındalık geliştirmemizi sağlayan temel unsur! Yani kocaman kocaman planlar yapıp sonra bir tane uygulama yapmaktan değil de sürekli olarak bu döngüyü bu icraatı da hızlı yapıp o döngüye yeni veriler taşımayı başarmamız lazım. Hareket edemezsek eğer o zaman öğrenme gerçekleşmiyor. Ve hedefimize de ulaşamıyoruz. Onun için bu üçlüyü bir döngü gibi çalıştırmak da fayda var.

Öncelikle farkındalık sonra

Veriye dayalı karar verme (gürültüden de uzak durarak), daha sonra

Hareket ve o hareketten çıkan yeni farkındalık

İşte bu çarkı sürekli çevirdiğimizde o zaman sahiden akıllı ve öğrenen bir organizasyon haline gelebiliyoruz. Dijital bir çeviklik de kazanabiliyoruz.