Kurumsal Dünyadaki Beyaz Yakalı ; Şimdi Geçmişe Dönsen Neler Sorardın İçindeki Yeni Mezuna?

03.03.2019 | Meltem Kaval Korkut
gembaakademi.com


 

Çoğumuz için güvenli üniversite kampüsümüzde gelecek hayali kurduğumuz günler daha dün gibi yakın.

Hatta çoğumuz üniversitede okuyan genç , dinamik, istekli kardeşlerimize destek oluyoruz. Nasihatlarımızı esirgemezken  birde bazen homurdanıyoruz   Y ve Z kuşağı olarak anılan gelecek mimarlarına ; çünkü hemen yönetici olmak istiyorlar, hemen ücret soruyorlar,  yan haklar, mesai saatleri vs. derdindeler diye düşünüyoruz.

Peki ya şimdiki deneyimlerimizle  yeni mezun olduğumuz o eski yıllara gitsek ; bu kez mentörlüğünü yaptığımız bu gençlere değil de yirmili yaşlarının başındaki özümüze dönsek  ‘Nasılsın? Hayattan ne bekliyorsun? ’ desek cevaplarımız ne olurdu?

Belki de bu bilgi birikimimiz ile  bu sefer sorularımız değişirdi;

Popüler kültürden öğrendiğimiz bilgilerle belkide ‘ anda kalabiliyor musun?’ derdik onlara , sonra da eklerdik ‘burada bahsettiğimiz anın tadını çıkar değil, örneğin;  yemeğe ilave edilen her  çeşit baharatın tadını ayırabilecek kadar zevkle  öğünlerini geçiriyor musun?’  veya ‘iş görüşmesine çağrılmış olmanın tarifsiz mutluluğunu gelecek kaygısı olmadan o ilk anda hissedebilir musun? Bu duygularının farkında mısın?’ derdik.

Belki de soracağımız sorulardan biri de ‘tutkun nedir?’ olurdu. Para kazanma , gelecek kaygın olmasaydı neyi tutkuyla yapardın diye sorardık, geçmiş yıllarda bize ‘ne iş olsa yaparım’ diyen iç sesimizi kısar bu sefer ‘ Çok sevdiğim işi yapmak istiyorum, zaten sevdiğim işi aşkla yaparım ve para kendiliğinden gelir.’ derdik. Bir de üstüne eklerdik‘neyi sevdiğimi de zaten biliyorum ve üstüne gidiyorum.’

Sorulardan biri de kuşkusuz‘değerlerin neler?’  olurdu. ‘Hobileriniz neler?’ klasiğinin aksine ‘Değer yargılarını sıraladın mı ? Sıralamana göre kariyer/ünvan / mevki hangi sıralarda, kariyerden  kalbinin  anladığı nedir klasik tanımlamanın dışında?’ diye sorabilirdik.

Bu ve benzeri soruları yakalayabildiğimiz an aslında kendimizi özümüze dönüş yolculuğunun içindeyiz gibi düşünebiliriz. Şuanki özümüzün bize verdiği cevaplarla geçmişimize müdahelemiz olmasa da; adına kariyer denen iş dünyası yolculuğumuzun ara dönem başlangıcı olarak geleceğimizi yeniden şekillendirebiliriz.

Ayrıca görünen o ki yeni kuşaklar bu ve benzeri sorulara daha hazırlıklılar.  Kendilerini , tutkularını , amaçlarını daha iyi tanıyabiliyorlar. Şirket  veya kurum kültürü yerine kendi değerlerine  sıkıca bağlılar. Bunun için onları yargılamak ne kadar doğru tartışılır.Onları sadece çocuk yaşta sosyal medyayla tanıştırmakla kalmadık; aynı zamanda abileri, ablaları hatta ebeveynleri olarak kendi hazlarını keşfetmelerine fazlaca olanak verdik. Bu açıdan bakarsak yapmamız gereken; gizlice eleştirmek yerine ‘ acaba biz onların hangi özelliklerini örnek almalıyız’ sorusunu kendimize sormaktır.  Bir anlamda bunu tersine mentorluk olarak de düşünebiliriz, belkide fark etmeden biz onlara koçluk yaparken onlardan da tersine yargısızca destek almalıyız.